DİĞER
"Kimlik’i olaylarıyla, karakterleriyle, betimlemeleriyle bir bütün haline getiren, bir arada tutan harcın 'kaybetmek' kavramı olduğunu düşünüyorum. Kaybettiklerimizden geriye kalan ne? Bir beden ve kimlik olarak da kaybettiklerimizden geriye ne kalıyor? Nerede başlıyor ve nerede bitiyoruz?"
"Hikmet Hükümenoğlu Atmaca’da bireysellikle toplumsallık arasındaki gelgitli, etkileşimli bağa dikkat çeken bir hikâye anlatıyor. Öfkenin kişisel nedenlerinin yanında, siyasal-toplumsal ortamla nasıl yakın ilişkisi olduğu berraklık kazanıyor. Romanda yirmi yıl öncesinin ya da bugünlerin gündelik hayatından seçilen ayrıntılardaki zenginlik de mutlaka vurgulanmalı."
“Yurt ve dönüş – iyi ama bizim yurdumuz, evimiz neresi? Evimiz olan yer mi yoksa kendimizi evimizde hissettiğimiz yer(ler) mi? Peki insanın kendine ikinci bir hayat, “ilk evren”den uzak bir “ilk evren” kurma imkânı? Mümkün mü böyle bir şey? Adımızı değiştirdiğimizde kendimize ikinci bir hayat armağan etmiş olur muyuz?”
"Hız ve yavaşlık olgusu modern çağda daha fazla görünür olsa da, sadece bu çağın sorunsalı değildir. Uygarlığın her kademesinde bu konu üzerine düşünülmüştür. Ruh ve beden yavaşlığı ve bunların birliği Doğu mistisizminin önemli bileşenidir."
Adı her sene Nobel Edebiyat Ödülü’yle anılan Milan Kundera, 1979'da çıkarıldığı Çek vatandaşlığına doksan yaşında yeniden kavuştu
Edebiyatımız bu çeşit bir boyun eğmiş yazarlar mezarlığıdır; o nedenle geçmişe baktığımızda yeniden okuma gereği duyduğumuz birkaç isimden fazlası çıkmaz
Felsefenin bizleri hazırlamayı vadettiği hayatın kaçınılmaz buhranları ve muammaları arasında ölüm de var mı? Doğru yaşamayı anlamak, biraz da ölümü anlamayı gerektirmez mi?
Vikram Seth, seçmek zorunda olsa müziği sözcüklere tercih edeceğini söylüyor. Milan Kundera ise konservatuvarda müzikoloji eğitimi almış. Murakami'nin popülaritesinin arkasında müziği romanlarının ayrılmaz bir parçası kılması yatıyor olabilir mi...
Knausgaard fazla “görünür”, bir anlamda yazar kimliği ile sürekli vitrinde. Ferrante ketum ve meçhul. Her iki yazar da bize iki farklı hakikat imkânı veriyor
Birbirine âşık olan kadınların başka türlü insanlar olduğunu, başka türlü göründüklerini düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz, diyor Highsmith. Kızınıza bebek de alsanız bir kadına âşık olabilirsiniz kızlar!
Mario Levi: Yazarlık bir keşfetme sürecidir. Bir arayıştır. Hakikatin içinde kendini bulma arayışıdır. Ve gerekirse o hakikatin içinde kendini yok etme arayışıdır. Çünkü önemli olan hakikatin kendisidir...
Hiçbir kurgu, hukukî kurgudan daha kurgusal olamaz, zira doğruluk ve hatta evrensellik iddiasındadır. Hukuk, adalet anlayışı, toplumsal mutabakat, hepsi de Penelope’nin dokuduğu kumaş gibidir, durmaksızın dokunur, beri taraftan sökülür...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık